Sanat Eserleriyle Echo ve Narcissus

"Echo and Narcissus", John William Waterhouse, 1903.



Echo görünce Narcissos'u bir ıssız kırda dolaşırken, arzu sardı gönlünü, düştü gizlenerek izlerinin ardına;
bir çıranın ucuna sürülmüş yanıcı kükürt, beri getirilen alevi nasıl kaparsa
Echo da yaklaştıkça ona daha yakından
yanıyordu aşkla...

Zeus'un çapkınlıklarıyla başı dertten kurtulmayan güzel tanrıça Hera, yine bir gün tedbiri elden bırakmamak adına Zeus'un peşine düşer. Hera şüphelerinde haklı çıkmıştır çünkü Zeus orman perileriyle haşır neşirdir bu kez. 



Yeryüzüne inen Hera ormanın derinliklerine henüz dalmıştır ki karşısına gevezeliği ile nam salmış Echo adlı orman perisi (oreas) çıkar. Echo başlar konuşmaya, anlatır da anlatır. Hera başta anlamaz durumu çünkü tanrıçayı oyalasın diye Echo'yu Zeus göndermiştir... Echo kıskanç tanrıçayı oyalarken Zeus perilerin yanından kelimenin tam anlamıyla uçarak Olympos'a geri döner.


"Echo Flying from Narcissus", Guy Head, 1798.



Olayları sonradan fark eden Hera, Echo'nun sonsuza kadar konuşmasını yasaklar ancak peri duyduğu her konuşmanın sadece son sözünü tekrar edebilecektir; echo=yankı. Böylece bir daha Zeus'un korumalığını yapamayacaktır...




"Echo", Talbot Hughes, 1900.

Echo kendine derdine yandığı günlerden birinde ormanda dolaşırken su içmek için bir pınarın başına gelir. Tam bu sırada yakışıklı bir delikanlı olan Narcissus'la karşılaşır ve görür görmez aşık olur. Aşkını sadece derin bakışları ve iç çekişleriyle belli etmeye çalışan perinin bu davranışlarından rahatsız olur Narcissus.


"Echo and Narcissus", Solomon Joseph Solomon, 1895.


Başka bir gün ormanda avladığı geyiği kaybeden delikanlı defalarca seslenmesine rağmen kendisine sadece sadık aşığı Echo'nun cevap verdiğini görür. Narcissus geyiğine 'Neredesin? diye seslenince Echo da 'Neredesin?' diyerek karşılık verir. Aldırmayan Narcissus boşa çabalayarak 'Buraya gel!' der ve yine Echo'dan 'Gel' şeklinde cevap alır. Aşkının karşılıksız kalışının acısına dayanamayan Echo durur delikanlının karşısına ve yakaran gözlerle anlatmaya çalışır sevgisini. Narcissus 'İmkanı yok ki birlikte olalım' der ve yüz çevirir. Son sözcüklerini yansıtır Echo 'Birlikte olalım'... Narcissus kızı o halde bırakır gider. Zavallı Echo ormanda bir başına aşkından, acısından can verir... Echo'dan geriye kalan sadece sesi olmuştur; tepelerde fısıldasın ve ona seslenen herkese son kelimelerini tekrarlasın diye...


"Echo", Alexandre Cabanel, 1874.


Narcissus'un bu gaddarlığının bir bedeli olacaktı elbet. Bir efsaneye göre Echo'nun aşkından ölmesine kayıtsız kalamayan Afrodit, aynı acıyı çekmesini buyurdu Narcissus'a... Bir diğer söylemin kökeni de Elefsis Gizemleri (Elefsinia Mistiria) yani Antik Yunanistan'ta Demeter ve Persephone kültleri için her yıl yapılan törenlere dayanır; burada der ki bir kahine göre Narcissus ancak ve ancak kendisini görmezse hayatta kalabilir... 




Bir gün avlanıyorken büyüleyici bir göle rastlar Narcissus. Hiçbir canlı bu serin pınardan içmemiştir, hiçbir yaratık bu suları bulandırmamıştır, bir yaprak bile dalgalandıramamıştır suyun çarşaf gibi yüzeyini.



Narcissus gölün kenarında diz çöküp berrak suya baktığında gölün derinliklerinden kendisine bakan güzel bir görüp dehşete kapılır. Biraz eğilince kaçmasını beklerken yüz daha çok yaklaşmaktadır. Bu bir su perisi olmalıydı ve kendisine karşılık veriyordu galiba; kollarını suya uzattı sarılmak için fakat o da ne? Kayboldu güzel peri! Gölün yüzeyi durulunca peri tekrar görünür. Ne zaman Narcissus periye sarılmak için suya atılsa kaybeder onu...


"Narcissus", Caravaggio, 1594-96.


Narcissus her gün ormandaki bu gölün kıyısına gelir. Gülücükler, bakışmalar yetmeyince sarılmaya çalışıyor ama kollarında yalnızca suyu buluyordu. Artık kara sevda olur bu; hem Narcissus hem göldeki güzel yüz sararıp solmaya başlar. Geceleri ayın ışığı göle vurduğunda kabuslardan sıçrayarak uyanan Narcissus gölün içindeki perinin orda olup olmadığını kontrol eder. Zayıflayıp hasta düşer.



Genç bir kızın kalbini kıran, onu aşkından ölüme terkeden Narcissus; göldeki perinin aslında kendi yansıması olduğunu bilmeden bir süre sonra oracıkta can verir. 

Birçok antik efsaneye konu olmuştur Narcissus. Latin şair Ovidius ise şu dizelerle anlatır Narcissus'un sonunu:

Anlıyorum, o benim, aldatmıyor beni artık hayalim.
Tutuşturan da ben, yanan da. Kendime olan sevgimle yanıyorum.
Ne yapayım? İsteneyim mi? lsteyeyim mi? İstenecek ne kaldı artık?
Beni yoksul ediyor varlığım; arzuladığım benimle.
Ayrılabilsem vücudumdan; garip bir dilek seven için ama, sevdiğim uzak olsa keşke. 
Kemirsin artık gücümü acı,
Ve geldi son günleri ömrümün, göçüyorum hayatımın baharında.
Ölüm gelmeyecek bana ağır dinecekse acılarım.
Sevdiğim daha ömürlü olsun dilerim.
Ve şimdi can verelim ikimiz bir solukta...


"Narcissus", Conda De Satriano, 1893.

Narcissus'un ölü bedeni adını vereceği narin bir çiçeğe dönüşür; nergis...


...ölüm kapadı efendilerinin güzelliğine hayran gözlerini.
Hâlâ bakıyordu kendine, yeraltına göçtükten sonra bile; bakıyordu Styks sularına. 
Dövündüler bacıları Naias'lar, kesik saçlarını yanı başına koydular; dövündüler Dryas'lar, Ekho da katıldı onlara. 
Tam sedyeyi, odun yığınını, titreyen meşaleleri hazırladılar, vücut yoktu hiçbir yerde; yerinde sarı göbeğini beyaz yaprakların kucakladığı bir çiçek buldular...


(Ovidius'un şiirinin tercümesi Can Yücel'e aittir; Tercüme Mecmuası-1944)



"Narcissus", René-Antoine Houasse , 1688. 

Narcissus adını nergise, kişilik bozukluğuna hatta narkoza, narkotiğe bile verir. Şöyle ki grekçe kelime kökeni olan "narke" -hissizlik- anlamına gelir. Latincede ise "narcissus" uyku hali, kendinden geçme, koma ve stupor yani bilincin kaybolması anlamlarını taşır, tıpkı kendi yansıması karşısındaki Narcissus gibi...


"Echo and Narcissus", Nicolas Poussin, 1629-30



Kaynaklar:

CÖMERT, Bedrettin., 1980, “Mitoloji ve İkonografi”, De Ki Yayınları, Ankara.
ERHAT, Azra., 1996, "Mitoloji Sözlüğü", Remzi Kitabevi, İstanbul.

Yorumlar

Popüler Yayınlar